Kayıtlar

Nisan, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Su Akıntısı

Resim
"Kuru dallar çoktan bırakmışken izlerini cama, Yaşayacak ne kaldı ki? Artık başlamalı yaşama alışmaya." "Kimsin?" diye sordu biri, Aynı biri cevapladı: "Bilsem sormazdım ki!" Yaşam kendini ararken girilen su akıntıları, Dalları kuru sananlara işte bunu hatırlatmalı!

Kayıp Kitap

Resim
Merdivenleri çıkıp orta kattaki büyük odanın ortasında durdu. Sağında ve solundaki kitaplıklarda hızlıca göz gezdirdi. Bulamadı. Ceketini çıkarıp çalışma masasının yanında duran koltuğa attı. Kravatını gevşetti. Masasının üzerindeki zarfı fark etti. Hışımla kenarda duran gümüş zarf açacağını aldı ve zarfı yırtarcasına açtı. Öfkesi ikiye katlanmış olarak mektubu tekrar masaya bıraktı ve yine kitaplıklardan birine yöneldi. Önce bakmaya nereden başlayacağını düşündü. En sağdaki kitaplıktan sırayla bakmaya başladı. Baktığı kitapları odanın ortasında duran halının üzerine fırlatıyordu. Kitaplarıyla ilişkisi herkese ilginç gelen biri için bu çok fazlaydı. Gerçekten öfkeliydi anlaşılan. Birden, içeriye yaklaşık beş dakika önce, elinde çay tepsisiyle girmiş ve hiç ses çıkarmadan şaşkın şaşkın bakışlarla olanları anlamaya çalışan hizmetçiye yöneltti çılgın bakışlarını. Hizmetçi donmuş kalmış halinden hızla sıyrılıp, tepsiyi masaya bıraktığı gibi merdivenlere doğru yürümeye yeltendi; ancak bun

Çiçekleri Toplamak

Resim
Yol karanlık, yokuşlu... Biraz düze çıkınca ferahlıyor, sonra ortaya çıkıveren yokuşla yola devam ediyorum. Gece, zifiri karanlık. Dost ağaçlar, ürkütücü gölgeler yaratıyor: Hem zihnimde, hem bedenimde, hem de duygularımda gölgeler... Sinek kovar gibi, ellerimle kovalıyorum gölgeleri başımdan. Hızla yürüyüşüme devam ediyorum. Duramam! Ufukta varmam gereken yeri, neresi olduğunu bile bilmeden, görebilmek için gözlerim kocaman. Gözlerim koca iki kara delik gecenin içinde. Kafamın ardında sürekli değişen bir müzik: Kah neşeli kah kasvetli. Tökezliyor ruhum. Aydınlık mı o? Güneş, yavaşça yükseliyor ufukta. Işık, kemiklerime dolmakta. İçten içten ısınıyorum. Işık, hediyesiyle geliyor: Yol kenarları rengarenk, birbirinden güzel çiçeklerle dolu. Açılıveriyor kafamın kapağı; çiçekleri topluyorum.

Fotoğrafın Öyküsü

Resim
Birden izlendiğini fark etti. Bu, onun için çok yeni, yeni olduğu kadar da garip bir duyguydu. Kahvesinden bir yudum aldı. Kapı çalıyordu; ama açmaya hali yoktu. Ayağa kalkıp banyoya yöneldi. Suyu açıp giysileriyle küvetin içine oturdu. Hızla akan soğuk suyun altına girdi. Yüzünü buruşturarak gözlerini kapadı. “Sadece birkaç saniyem kaldı.” diye düşündü, “Birkaç saniye sonra tamam!” Soğuk su kendine gelmesine yardımcı olmuştu. Ayağa kalktı, üzerinden sular damlayarak küvetten çıktı. Banyo halısının sırılsıklam olmasına aldırmadan, klozete doğru yürüdü, yere çöktü. Kusmaya başladı. Kapı hala çalıyordu, belki de çalmıyordu; bu da bir sanrıydı. Ayağa kalkıp lavaboda ağzını çalkaladı. Başını kaldırdığında aynada kendini gördü: Gözlerinin altı mosmordu, saçlarından sular damlıyordu, yüzüyse çok solgundu. Görüntüsü ona komik geldi, gülmeye başladı. Saçlarını elleriyle geriye atarak, gözlerinin içine süzülen damlaları engelledi. Banyodan çıktı. Radyoyu açtı. Kapı artık çalmıyordu. Mut

Düşünmek Aşınmaktır

Resim
Çünkü düşünmek aşınmaktır dostum. Küçücük toz zerreciklerine dönüşmektir. Düşünmek, işte tam da bu yüzden, zor değildir; zor olan tekrar bir araya gelebilmektir. Ne büyü, ne öte-güçler yardım edemez artık sana. Parçacıklarının birbirine dönme isteği, yaşama isteğidir seni tekrar sen yapan. Ayakta kalma gücü denen şu şey hani. Turuncu tutkularla ayağa kalkan varlık -düşünce sonrası toparlanmayı becerebilen "sen"- zamanla mekan arasında sürdürdüğün yarışına devam etmeye yeterince istekli misin? Bunu hiç sordun mu o parçacıklara, birleşmeyi istemeden önce? Yoksa bir yanılgı mıydı tüm hareketin, şimdi ve önce? Toparlan ve hatırla: Düşünmek aşınmaktır. Devam et!